21 Ağustos 2009 Cuma

7 Ağustos 2004

Sabah Bari'ye geldiğimizde kendimizi aşağı zor attık.. Tam "Ohh bee yaşasın gemiye gidiyoruuuzz" derken limana gideceğimiz otobüsün tıklım tıkış dolu olduğunu gördük.. Ama bu sefer otobüse ilk binenlerden olduğumuz için şanslıydık.;) Limana geldiğmizde ilk işimiz önce çantaları emanete bırakmak ve rahat rahat gemi şirketinin bürosunu bulmak oldu.. Interrail biletimizin sadece güvertede oturmayı/yatmayı kapsadığını biliyorduk ve bu hoşumuza da gitmişti.. Gece uyku tulumlarımıza girip yıldızların altında uyuyacaktık.. Hatta bunun için Roma'da marketten şarap ve yiyecek birşeyler de almıştık.. Keyif yapacaktık yani..;) Büroların olduğu ere geldiğimizde Gökhan tuvalete gitti elini yüzünü yıkamaya.Biz de Simge ile birlikte doğruca bilet almaya.. Görevli kadın bizim binmemiz gereken gemide yer olmadığını söylediğinde bir an birbirimize bakıp hayal kırıklığına uğradığımızı hatırlıyorum.. Kelimenin tam anlamıyla yıkılmıştık!!! Bir sonraki gemi ne zaman yarın? diye sorduk.. kadın 3 gün sonra diyor! 3 gün daha orada kalmamız ise mümkün değil, vizemiz ve biletimizin süresi bitiyor!! "Ya, güvertede yatıcaz nasılsa 3 kişiden birşey olmaz" diyoruz kadın nuh diyor peygamber demiyor!!! Kös kös kenara geçtik, Gökhan'a söylediğimizde onun "şaka yapıyorsunuz di mi?" dediği onca sene geçmiş olmasına rağmen aklımda... Şoku atlattıktan sonra çözüm aramaya başladık tabi..
2 seçeneğimiz vardı: Ya birimiz (ki en azından İtalyanca bildiğim için ve acil durumlarda konuşabileceğim için bu ben olacaktım) trene atlayıp Brindisi'ye gidecekti çünkü Brindisi gemisi geç saatteydi.. Oraya gidip eğer yer varsa bielt alıp Gökhan ile Simge'ye bıraktığım cep telefonunu arayacaktım, böylece onlar da trenle Brindisi'ye gelebileceklerdi..
Ya da orada başka bir gemi şirketine para verip bilet alacaktık çünkü interrail bileti tek şirketi kapsıyordu..
Düşündük taşındık ve önce o şirketlerdeki fiyatları sormaya karar verdik..
Birindeki sıraya girdik ve sıra bize geldi.. Şansımıza görevli adam Türktü ve bize yardımcı oldu,paramız kalmadı falan da diyince adam epey uygun fiyata bize bilet verdi güverte için..
Eh napalım buna da şükür diyip başladık beklemeye..
Akşamüstü gemimiz geldiğinde ise bir şok daha yaşadık.. Bu gemi yolcu gemisi değildi.. Tırların olduğu bir gemiydi.. Tır şoförleri Türkiye'ye gitmek için kullanıyorlardı.. Neyse gemiye bindik, güvertede kendimize güzel b,r yer bulduk, yerleştik.. Limanı ve Bari'yi seyrederkeeeenn.... yanımıza acaip güzel bir gemi yanaştı ve bingooo!!! bildiniz.. bu bizim asıl binmemiz gereke gemiydi.. Bizim bindiğimiz ise onun yanında resmen ufacık kalmıştı ve çok çirkindii..:(
Yine de keyfimizi bozmadık ama.. Şarabımızı açtık, yemeğimizi yedik.. Gemi kalktı.. O zamana kadar çoğu yolculukta uyumayan, ayakta kalan ve enerjik görünen ben uyku tulumunun içine girip bir uyumaya başlamışım anlatamam size.. Bir ara Simge'nin kameraya çektiğini sözlerinden anladım ama hiç kafamı çıakrtacak halim yoktu.. enerjim tükenmişti sanırım.. Bir süre sonra uyandım.. Simge uyuyordu, Gökhan ise bir adamla konuşuyordu.. Adam gittikten sonra Gökhan bana adamın Türk bir tır şöförü olduğunu, ekip halinde Türkiye'ye gittiklerini, onlarn tırlarını beklemek için tırda uyuduklarını ve adamın eğer istersek kamaranın anahtarını verebileceğini söylediğini anlattı.. Onlara şirket kamara veriyormuş ama tırların içinde kalıyorlarmış, dolayısıyla odalar boşmuş.. Ayrıca adam onların da Türkiye'ye gittiklerini ve istersek İstanbul'a kadar, istersek de Selanik'e kadar götürebileceğini söylemiş.. Hemen karar meclisi toplandı ve sonunda güvertede yatmaya ve adamlarla Selanik'e kadar gitmeye karar verdik.. Çünkü diğer geminin duracağı yerde tren varken bu geminin duracağı yerde tren yolu yoktu.. Dolayısıyla Selanik'e gitmemiz çok zor olacaktı.. Ama İstanbul'a kadar gitmek istemedik açıkçası tanımadığımız etmediğimiz adamlarla.. Gökhan adamın yanına gitti ve kararımızı söyledi.. Selanik'te gezmek istediğimizi onun için sadece Selanik'e kadar onlarla gitmek istediğimizi söylemiş.. Ertesi sabah limana yanaşırken tekrar konuşmak üzere sözleşmişler..

Hiç yorum yok: